Peynirli kısmında beyaz çikolatanın da bulunduğu bu keki kızım ve evdekiler severek yediler. Pişirilenlere göre meyve aromasının daha çok hissedildiği soğuk cheese keklerin daha risksiz olması, hızlı tüketilmesi veya derin dondurucuda saklanabilmesi bir tercih nedeni olsa da benim favorim diğerleridir hep.
Tarifi bir sonraki iletiye bırakarak bir kez de burdan biricik kızımı kutluyor ve herşeyin gönlünce olacağı mutlu bir hayat diliyorum.
Tarifi bir sonraki iletiye bırakarak bir kez de burdan biricik kızımı kutluyor ve herşeyin gönlünce olacağı mutlu bir hayat diliyorum.
Sevdiğin renklerin en güzelinden oluşan bu çiçekler kadar güzel olsun hayatın tatlı kızım.
Bloğumda en çok okunanlar listesinde yer alan bu ıspanaklı tepsi böreği bizim evde çok yapılan börek çeşidi olduğu ve her seferinde fırında böylesine kabardığı için deneyen arkadaşlar varsa onların yaptıklarının da bu şekilde kabarıp kabarmadığını merak ediyorum doğrusu. Tarifi daha önce verdiğim için sadece görsel olarak bulunsun istedim.
Bu gözleme ve alttaki bazlamalar bizim evde özellikle bazı pazar sabah kahvaltılarında çok severek yediğimiz lezzetler. Mersin'e gitmeden önce annemle birlikte fazlaca yapıp (bir kısmını da derin dondurucuda saklıyorum) gözlemelerin içine beyaz peynir koyup sararak yemek kahvaltıyı şölene dönüştürüyor bizim için. Bazlamalar yağsız oldukları için biraz daha masum olsalar da gözlemenin yeri bir başka.
Bu gözleme ve alttaki bazlamalar bizim evde özellikle bazı pazar sabah kahvaltılarında çok severek yediğimiz lezzetler. Mersin'e gitmeden önce annemle birlikte fazlaca yapıp (bir kısmını da derin dondurucuda saklıyorum) gözlemelerin içine beyaz peynir koyup sararak yemek kahvaltıyı şölene dönüştürüyor bizim için. Bazlamalar yağsız oldukları için biraz daha masum olsalar da gözlemenin yeri bir başka.
Alttaki yalancı çiğ köfte ise yine annemin tariflerinden biri. Kırmızı etle yapılan çiğ köfteleri gençliğimizde nasıl yediğimize şimdi şaşıyorum. O zamanlar kasaplara güven mi fazlaydı veya bizler daha mı bilinçsizdik bilemiyorum ama çok ender olsa da gerçek çiğ köfte yiyiyorduk. Her ne kadar yoğurularak ve içine konulan acı biberlerle etin piştiğini söyleseler de yıllardır içimiz almadığı için yapıp yemiyoruz. Çiğ et yemiyoruz diye bu lezzetten mahrum kalmayalım düşüncesiyle lezzetli bir tarif geliştirmiş annem. Etin yerine ince dövülmüş cevizle yoğurularak yapılan bu köfte gerçeğini aratmayacak lezzette olduğu için yer vermek istedim. Tarifleri isterseniz teker teker ekleyeceğim.
Pırasalı kişi ise bayramda çay sofrasına davet ettiğimiz misafirlerimiz için yapmıştım. Daha önce yapıp yayınladığım ıspanaklı kişin pırasalı versiyonu (Sayfamda tartlar bölümünde). Özellikle pırasayı hiç bir şekilde yemeyen oğlumun talebiydi.Kiş'i neli istersin diye sorduğumda, "pırasalı" cevabını alınca şaşkınlığımı anlatamam. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünürmüş misali Fransaya gittiğinde bir davette yiyip çok beğendiğini söyleyince çok şaşırdım. Biraz kıskançlık durumları olmadı desem yalan olur hani. Önce bizim evde yemiş olsaydı kesin beğenmezdi ama demek ki komşuda tatlı gelmiş deyip güldüm.
Kestaneli cheese kek ise sevgili Zinnur'un tarifi. Geçen yıldan kalan derin dondurucuda bekleyen şekersiz kestane püresi bitsin diye yaptığım bu kekin Zinnur'unkinden tek farkı içinde ve üzerindeki süslemelerde Dulce de leche kullanmış olmam. Kestaneyi seviyorsanız yoğun kestane aromalı bu keki denemenizi öneririm. Bizim evde hızla tüketilecek kadar sevildi. Tarifi Bizim Pastane'nin arşivinden bulabilirsiniz.
Teşekkür ederim Zinnur'cuğum.
Yukarıda gördüğünüz çorba ise ister değerlendirme, ister kurtarma deyin ama başlıbaşına ayrı bir lezzet olarak seviliyor bizim evde. Bir veya iki gün önceden kalmış, artık burun kıvırılan bir yemeğe dönüşen kurufasulye yemeğinden yine annemin yöresine ait uğmaç (doğru mu yazdım bilmiyorum)aşı. Şimdilerde çok revaçta olan ve sık sık reklamlarda gördüğünüz oğmaç aşı ile ilgisi yok diye düşünüyorum (Zira bizim eve hiç hazır çorba girmediği için o tadı bilmiyorum).
Yukarıdaki patatesler ise sunum şekli olarak çok beğendiğim patates kavurması. Zaman zaman çocuklara etin yanına püre yapacağımda patatesleri fazlaca haşlar kendimiz için de bol soğanlı ve kırmızı biberli olarak kavururdum ama harika lezzet ve sunumlarını örnek aldığım sevgili Ufuk'ta (Ufuk Mutfakta) bu haliyle görünce çok beğenmiştim. Yapımı çok basit ama lezzeti çok güzel olan bu tarifin için Teşekkürler Ufuk'cuğum.
En nihayet bana ait, yıllar içinde uygulayarak geliştirdiğim bir lezzet. Pek çok sütlü tatlının arasında çocuklarım en çok bu krem şokolayı seviyorlar. Hele ki son iki yıldır Aysun hanımın o enfes sütleriyle yaptığımda ben de çocuklar gibi bazen iki porsiyon bile yiyebiliyorum. (Benim porsiyonlarım çok küçük yalnız)
Bu son lezzet de Cenk'in (Cafe Fernando) kepekli ekmeği. Mayalı hamurlarla bir iki başarısız denemem olsa da denemelerden yılmıyorum. Bu ekmeği yapalı epey bir zaman oldu ama yalnızca fotoğraf albümünde kalmasın diye başarılı olduğum daha da önemlisi sevdiğimiz ve özellikle kahvaltılarda ısıtılınca daha da güzelleşen bu ekmek bal ve kaymak ikilisiyle muhteşem oluyor.
Pırasalı kişi ise bayramda çay sofrasına davet ettiğimiz misafirlerimiz için yapmıştım. Daha önce yapıp yayınladığım ıspanaklı kişin pırasalı versiyonu (Sayfamda tartlar bölümünde). Özellikle pırasayı hiç bir şekilde yemeyen oğlumun talebiydi.Kiş'i neli istersin diye sorduğumda, "pırasalı" cevabını alınca şaşkınlığımı anlatamam. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünürmüş misali Fransaya gittiğinde bir davette yiyip çok beğendiğini söyleyince çok şaşırdım. Biraz kıskançlık durumları olmadı desem yalan olur hani. Önce bizim evde yemiş olsaydı kesin beğenmezdi ama demek ki komşuda tatlı gelmiş deyip güldüm.
Kestaneli cheese kek ise sevgili Zinnur'un tarifi. Geçen yıldan kalan derin dondurucuda bekleyen şekersiz kestane püresi bitsin diye yaptığım bu kekin Zinnur'unkinden tek farkı içinde ve üzerindeki süslemelerde Dulce de leche kullanmış olmam. Kestaneyi seviyorsanız yoğun kestane aromalı bu keki denemenizi öneririm. Bizim evde hızla tüketilecek kadar sevildi. Tarifi Bizim Pastane'nin arşivinden bulabilirsiniz.
Teşekkür ederim Zinnur'cuğum.
Yukarıda gördüğünüz çorba ise ister değerlendirme, ister kurtarma deyin ama başlıbaşına ayrı bir lezzet olarak seviliyor bizim evde. Bir veya iki gün önceden kalmış, artık burun kıvırılan bir yemeğe dönüşen kurufasulye yemeğinden yine annemin yöresine ait uğmaç (doğru mu yazdım bilmiyorum)aşı. Şimdilerde çok revaçta olan ve sık sık reklamlarda gördüğünüz oğmaç aşı ile ilgisi yok diye düşünüyorum (Zira bizim eve hiç hazır çorba girmediği için o tadı bilmiyorum).
En nihayet bana ait, yıllar içinde uygulayarak geliştirdiğim bir lezzet. Pek çok sütlü tatlının arasında çocuklarım en çok bu krem şokolayı seviyorlar. Hele ki son iki yıldır Aysun hanımın o enfes sütleriyle yaptığımda ben de çocuklar gibi bazen iki porsiyon bile yiyebiliyorum. (Benim porsiyonlarım çok küçük yalnız)
Bu son lezzet de Cenk'in (Cafe Fernando) kepekli ekmeği. Mayalı hamurlarla bir iki başarısız denemem olsa da denemelerden yılmıyorum. Bu ekmeği yapalı epey bir zaman oldu ama yalnızca fotoğraf albümünde kalmasın diye başarılı olduğum daha da önemlisi sevdiğimiz ve özellikle kahvaltılarda ısıtılınca daha da güzelleşen bu ekmek bal ve kaymak ikilisiyle muhteşem oluyor.
Bayram sonrası biraz yoğun günler geçirmem ve biraz da çocukların bozulan bilgisayarları nedeniyle benim bilgisayara el koymalarından ötürü istemesem de aranın yine epey açıldığının farkındayım ama umarım bu ileti boş da durmadığımın göstergesi olur diye düşünüyorum.
Hepinize sağlıklı, ağız tadınızın yerinde olduğu güzel bir hafta dilerim.