29 Eylül 2007 Cumartesi

BİR KIR DÜĞÜNÜ VE PASTASI

Ankara’da oturan en küçük kuzenim teyzemin oğlu Mustafa’nın yedi yıllık arkadaşlıktan sonra evleneceği haberini alınca çok mutlu oldum. Mutluluğum hem onların artık muratlarına kavuşması hem de nikahtan sonra aile arasında yapılacak küçük bir merasimde onlara bir düğün pastası yapma fırsatımın doğmuş olmasındandı.

Bir ay öncesinden nasıl bir pasta olması üzerine çalışmalara başladım. Sevgili Burcu’nun Bake-shop’taki şeker hamurundan çiçek modelleme seminerine katılıp orada Aylin hocamdan gül ve karanfil yapımlarını öğrendim. Zamanlama çok denk geldi. Çünkü pastanın üzerini bir düğüne çok yakışacağına inandığım güllerle süslemek istiyordum. Haziran ayında bir operasyon geçiren ve bu nedenle bir ayağı alçıda olan kızım Duygu ile birlikte güllerimizi, yapraklarımızı hazırlamaya başladık.

Düğün günü yaklaştıkça içimi de bir heyecan kaplıyordu acaba altından kalkabilecek miyim diye. Çünkü ilk kez bu büyüklükte bir pasta tasarlıyordum ve yakın akrabanın dışında belki de ilk kez göreceğim, tanışacağım insanlara karşı güzel olmazsa mahcup olmak da vardı. Bu düşüncelerle bütün pastacılık ekipmanlarımı, pasta malzemelerimizi, yaptığımız gülleri, şeker hamurlarımızı toplayıp dört gün önceden Ankara’ya yola çıktık. Kır düğününün yapılacağı ve pastayı yapacağım diğer teyzemim kızının Ümitköy’deki çok güzel ve büyük evine kamp kurduk. Kurduk diyorum, çünkü pastanın dışındaki bütün yiyeceklerin de evde ve elde yapılmasına yardımcı olacak olan bütün kişiler orda olmalıydık. Teyzelerim, diğer kuzenim ve onun kızıyla ve bir de yardımcı hanımla tam 8 bayandık.



İki gün önceden pastamızı yapma çalışmaları başladı. Pasta resimlerde de görüleceği gibi üç kat olarak inşa edildi. Her katta 3 pandispanya, aralarında çikolatalı ganaj ve fındıklı şam fıstıklı krokan vardı. En alt katı büyük fırın tepsisi büyüklüğünde, orta kat bundan 5’er santim küçük şekilde ve en üst kalpli kat da 18 cm. büyüklüğünde bir kalıpta pişirdim. Pasta için 1kg. bitter kuvertür çikolata, 3 poşet Creme ole, 1,5 kg. a yakın krema, 400 gr. Creme fresh, 1 kg. un 0,5 kg fındık, o,5 kg şam fıstığı ve 3 kg. şeker hamuru kullandım. Pastanın hem taze olması hem de şeker hamurlu pastaların dolaba girme şansları olmadığı için kremasının hazırlanması ve katların oluşturulması işini düğünden bir gece önce yaptım.


Şimdi sıra işin en zor kısmına gelmişti. Bu büyüklükte bir pastayı ağustos sıcağında şeker hamuru ile kaplamak oldukça zordu. Dayımın kızı Meral ve büyük teyzemin kızı Rahime’nin de yardımlarıyla bu işi de tamamladık. Üst üste koyarak yığma bir inşaat oldu. Ama burada şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Çok hacimli ve ağır bir pasta (yaklaşık 7–8 kg) olduğu için ertesi günü alt kattaki şeker hamuru kaplamasında köşelerde ayrılmalar ve hafif bir çökme durumu meydana gelmişti. Bir daha bu büyüklükte bir pastayı ayaklar üzerine yapmak gerektiğine karar verdim. Ama o gün artık yapacak bir şey yoktu, düğün günü gelmişti. Kuzenim Meral ile nasıl süsleyeceğimizi tasarladık ve ben bu işi ona devrettim. Çünkü ben hazırlandıktan sonra Rahime ile birlikte gelin almaya gidenlerin arasında olacaktım. Meralciğimin ellerine sağlık pastayı çok güzel süslemişti.


Türk Japon Vakfı’nın salonunda kıyılan nikahtan sonra, yakın akraba, eş dost ile eve geldik. Evde 3 gün boyunca kamp kuran 8 kadın olarak her çeşit börekten(kıymalı, peynirli, kıymalı –patatesli ve su böreği) 3’er tepsi;3 kg kıymadan minik köfteler, 5 kg. tavuktan yapılan sote, iki büyük tencere z.yağlı yaprak sarma, z.yağlı biber dolması, Rus salatası, patlıcan salatası,
Yeşil salata, domates; tatlı olarak da fındıklı kurabiye, erik marmelatlı kurabiye ve (voltaj düşüklüğü nedeniyle beni hüsrana uğratan) fıstıklı makaronlardan oluşan tabaklarımızı masalara yerleştirdik, diğer misafirlerin de gelmesini bekledik.

Yakışıklı oğlumuz Mustafa ile güzel, akıllı gelinimiz Tülay’ın da gelmesi ve damadın babası olan eniştemin anlamlı bir konuşması ile başlayan eğlencede bol bol yenildi, içildi. Uzaklardan gelen akrabalar ile hasret giderildi, danslar edildi, kahkaha ve sevinç içinde poz poz fotoğraflar çekildi.(Baş fotoğrafçı ve kameraman kardeşim Zuhal’di.)











Sıra pastaya geldi. Son anda akla gelen maytaplarla pastamız daha da güzel oldu. Gelinle damadımız pastalarını kestiler ve bizlere defalarca teşekkür ettiler. Pastanın görünümü kadar lezzeti de çok övgü aldı. Gerçekten de onca malzemeye rağmen tadı çok hafif olmuştu. Çok kalabalık olur diye düşünerek bu büyüklükteki (sanırım 100–110 kişilikti) yaptığım pasta gelen 70–80 arasındaki misafirlere kocaman dilimler halinde ikram edildi.

Böyle bir organizasyon için bize defalarca teşekkür eden gelinle damadın ve anne babalarının mutluluğu gözlerinden okunuyordu.

Biz emeği geçenler de gerçekten çok mutlu olduk. Onlara sonsuz mutluluklar diliyorum.

Darısı tüm sevip evlenmek isteyenlerin başına diyelim.
ONLAR ERDİ MURADA BİZ ÇIKALIM KEREVETE…
























28 Eylül 2007 Cuma

BLOĞUMA VE MUTFAĞIMA HOŞGELDİNİZ...

2005 yılından beri sessiz bir blog izleyicisiyim. Benim mutfağa olan ilgim çocukluğumda başlamadı. Evliliğimin ilk yıllarında, yaklaşık yirmi beş yıl önce ortaya çıktı. İlk iş yerimdeki şefimin eşinin yapıp bize gönderdiği ve sonra da benim tarifini uygulayıp başarılı olduğum Şeftalili Pasta ile pastacılığa ve yemek yapmaya olan hevesim arttı. O gün bu gündür mutfakta olmaktan büyük keyif alıyorum ve mutfağım zaman zaman benim için bir “terapi odası” oluyor.

İki yıldır kendi deneyimlerimle, takip ettiğim Pastacı, Gelincik Tarlası, Bizim Pastane ve diğer bloglardan edindiğim fikirleri harmanlayarak yeni lezzetler ile mutfağımda zaman geçiriyordum. Şimdi de yakın çevremin ve blogcu arkadaşların teşvikleri (özellikle de sevgili PASTARDA- Burçin’in desteği ve yardımlarıyla) bloğumu açıyorum!

Siz yemek meraklılarıyla bilgilerimi paylaşırken yorum ve önerilerinizin ışığında yemek konusunda ilerlemeyi hedefliyorum. Desteğiniz için teşekkür ederim.

Işıl YALÇINER

isilyalciner@gmail.com

Yönetici Giriş Paneli


Special design for Işıl'ca Tatlar by GeCe