29 Ocak 2013 Salı

ŞEKERSİZ AYVA REÇELİ VE FIRINDA AYVA

 Yıllar önce  bir kez şekersiz reçel denemem olmuştu. O zaman mevsim yaz sonu olduğu için üzüm suyuyla erik  denemiştim. Fakat o zamanlar böyle bir güncem olmadığı için ne fotoğraf çekmeyi düşünmüş ne de yaptığım ölçüleri not almışım. Yani tamamen kendince gelişen bir tarifti.
Bu sefer de öyle oldu. Mutfak tecrübelerime dayanarak bu kez de elma suyu ile ayva reçeli denedim.
Sağlık problemi olanların, diyabet hastalarının hiç değilse nefislerini körletecekleri tamamen meyvelerin kendi suyu ve aromasıyla hazırlanan bu tür reçelleri ilk kez 2000 senesinde Fransada yemiştim. Hoşuma gitmesine gitmişti ama o zamanlar sağlıkla ilgili bir sorunum olmadığı için bir kez denemenin dışında pek de yüz vermemiştim. Eeeee! artık vakti kıraat gelmiş; değil yüz vermemek bayıla bayıla yeme zamanına ermişim.

 Şekerle yapıldığındaki gibi çok şeffaf adeta cam gibi bir görüntüleri olmasa da sağlıklı olduğu kesin. Tadı da çok şekerli değil, hafif ve biraz da ayvanın ekşiliğiyle iyice az hissedilir durumda. Sanırım şeker tüketimimi çok azalttığım için bu az şekerli ve mayhoş olma durumu bana yeterli geldi. Eğer siz biraz daha şekerli yemek isterseniz elma miktarını  artırıp ve elma suyunu biraz daha kaynatarak daha şekerli bir tada ulaşabilirsiniz. Diyorum ya tamamen deneysel, sizler de az miktarlarda deneyip kendi damak tadınıza uygun doğal reçeller yapabilirsiniz. Tabii diyabetlilerin yine de ölçülü yemesi gerektiğini hatırlatmak isterim.
Ben kimisinin şekeri, kimisinin aroması farklı diye düşündüğüm ve bir harmoni yakalamak istediğim için üç farklı cins elma kullandım. Golden, Starking ve Amasya elması. Tercih sizlere kalmış. İsterseniz daha tatlı olan Golden cinsiyle de yapabilirsiniz.

Malzemeleri oldukça az, sadece elma ve ayvaya ihtiyacınız var. Aaaa! birde olmazsa olmaz olan katı meyve suyu sıkacağı. Başka hiçbir şekilde, en az zayiatla, azami elma suyu elde edemezsiniz. (İyi ki atmamışım çocuklarımın bebekliğinde kullandığım bu meyve suyu sıkacağını)

Malzemeler
1) 8 adet orta boy tatlı elma
2) 3 adet orta boy (yaklaşık 1 kg. ayva) (ayvaların aynı cins olmasına özen gösterin)
3) 1/3 çay kaşığı limon tuzu
4) İsteğe bağlı olarak 2-3 adet kakule tohumu  veya bir ince dilim taze zencefil
 Yapılışı
1) Elmaları çok iyi yıkadıktan sonra dörde bölüp çekirdekli kısımlarını atın ve katı meye suyu sıkacağı ile sularını sıkın.  Köpüklerinden uzaklaştırmak için bir süzgeçten süzün. Ben 750 ml. elma suyu elde ettim.
2) Ayvaları yıkayıp kabuklarını soyun onları da  dörde bölüp çekirdekli kısımlarını ayırın fakat çekirdeklerini ve jöleleşmesine olanak verecek iç kısımlarını atmayın.( Benim kullandığım ayvaların iki tanesinin iç kısımları kötü çıktığı için onları kullanamadım, yeterli jöleleşme ve renk oluşmadı).
3) Bu iç kısımları ve arzu ederseniz kakule tohumlarını ince bir tülbente koyup bağlayın.
4) Elma suyunu reçeli kaynatacağınız tencereye (tercihen bakır tencere) koyun ve orta ateşte yarım saat  kaynatıp fazla suyunu uçurun.
5) Elma suyu kaynamaktayken küçük parçalara böldüğünüz ayvaları ve tülbentteki malzemeleri de başka bir tencereye koyun ve üzerine 1 bardak su ekleyip önce orta sonra kısık ateşte yumuşayıncaya kadar pişirin. Benim bir hatam  dikkat etmeden iki farklı cins ayva kullanmış olmam. Bir tanesi ekmek ayvası olduğu için diğerlerinden daha önce pişti  ve fotoğrafta da görüldüğü üzere onlarda hafif ezilmeler,  parçalanmalar oldu.
6) Pişmiş olan ayvaları  tencerenin dibinde kalan suyuyla birlikte yeterli koyuluğa gelmiş olan elma sularının üzerine ekleyin ve kaynamaya bırakın. Bu şekilde 20-25 dakika kısık ateşte kaynatın. Arada bir tahta kaşığın sap kısmıyla (içinde şeker olmadığı için çok daha yumuşak olacak ve fazla karıştırmada dağılacakları için) fazla zedelemeden karıştırın. Renk ve lezzet olarak istenilen kıvama geldiyse limon tuzunu ekleyin, tekrar bir iki karıştırın  ve 1 dakika sonra ocağı kapatın.

Reçelinizi önceden sterilize edilmiş ve kurulanmış kavanozlara sıcak sıcak koyun ve kapağını kapatıp ters çevirin. Bu tür şekersiz reçeller buzdolabında bile olsalar çok uzun süre dayanmaz, küflenirler. O nedenle az miktarlarda yapıp, tüketip sonrasında biraz fazla iş olsada yeniden yapmaktır. Herşeyin bir bedeli olduğu gibi sağlık da bir bedel ve emek istiyor.
 Bedel demişken; aşağıda gördüğünüz hiç bir aroma, katkı istemeden fırında pişmiş olan bu ayva da çok fazla bir bedel istemese de hakkını veriyor.
 Göçmen olan annem, hepimizde olduğu gibi yaşlandıkça eski günleri daha sık anar, Bulgaristanda geçen çocukluğundaki lezzetleri anlatır oldu son zamanlarda. Kuzinenin küllerinde ağır ağır pişen ayvanın lezzetini hiç unutmadığını sık sık  anlatınca bana da bunu denemek farz oldu.
 Fırının yoğun olarak çalışacağı bir güne denk getirip evdeki bir ayvayı önce yağlı kağıtla iyice sarıp sarmaladım. Sonra da alüminyum folyo kağıda sarıp 180 derecede çalışan fırının  tabanına koydum. Kuzinemiz olmasa da belki benzer bir lezzeti yakalarım düşüncesiyle arada çevirerek heyecanla 1,5 saat kadar fırında pişirdim.Çatalla kontrol edip ayvanın yumuşadığını görünce fırından alıp ellerimin yanması pahasına folyoyu ve yağlı kağıdı açınca şekli şemali birşeye benzemeyen ayvanın tadı, artık iyice şekersiz şeyler yemeye alıştığımdan mıdır yoksa bana mı öyle geldi gerçekten de müthişti. O günlerde Fransadaki kardeşimin yanında olan annemi anarak afiyetle yedim. Pişmiş meyveleri severdim, özellikle ayva ve armut çok leziz olur. Fakat şekersiz olarak da bu denli güzel olacağını hayal etmemiştim. Annem geldiğinde de onun için yapıp yedireceğim.
Sizlerde pişmiş meyveleri seviyorsanız hiç bir zahmet istemeyen bu meyveyi bir de bu şekilde pişirip kağıtta biriken meyvenin suyundan da kimseye söz etmeden kaşıklamanızı şiddetle öneririm.

Sağlığınız ve ağız tadınız bol olsun.

11 yorum:

  1. Işılcım,harika bir anlatımla,reçel ve fırın ayva tam bizlik olmuş.
    Eee artık 2.bahar başlayıp aile yadigarı tansiyon ve şeker ziyaret etmeye başlayınca alternatif üretmeye başlıyoruz değil mi?:)
    Bu arada hemşerilik de var galiba.Dedemler de bulgaristandan gelip İzmire yerleşmişler,annem çocukmuş geldiklerinde.
    Ellerine sağlık canım,eşim ve kendim için bu lezzetlerini deniycem.Artık bundan sonra görünüme damak tadına değil sağlık yönüne bakıyoruz.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Çok leziz ve sağlıklı görünüyor Işıl ablacığım.Ellerine sağlık.Sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. ben de istiyorum fırında ayvaaaaaa

    YanıtlaSil
  4. Kuzine soba,pişen meyveler beni çocukluğuma götürdün Işıl'cığım...
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  5. Sevalciğim,
    Söylediklerine katılıyorum. Bendeki şeker de aile yadigarı. Tabi bu blog işi de buna büyük katkı sağladı ama zararın neresinden dönsek misali artık daha sağlıklı beslenmeye çalışıyorum ben de.
    Çok sevindim hemşeri olduğumuza.Benim annem de 10 yaşındaymış 1950 senesinde Bulgaristandan geldiklerinde. Belki aynı zamanlarda gelmiş bile olabilirler.
    Ziyaretin için çok teşekkür ederim.
    Sağol arkadaşım.

    YanıtlaSil
  6. Müjdeciğim çok teşekkür ederim güzel sözlerin için.

    Benden de çok sevgiler,

    YanıtlaSil
  7. Canımmmm, güzel kardeşim.
    Sen hele bi gel ben sana hepsinden yaparım.
    Çooook öpüyorum.

    YanıtlaSil
  8. Hülyacığım,

    Ne şanslıymışsın. Ben bir ahbabın evinde görebildim kuzine sobayı. Nasıl özenirdim o zamanlar bizim de olsa diye.
    Orada pişmiş böreklerden yemiştim de lezzetini hala unutmam.
    Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.
    Benden de çok sevgiler,

    YanıtlaSil
  9. Çok şükür şekerli yiyebiliyorum bir sorunum yok ama yiyemeyenler için gerçekten çok güzel bir tarif..
    Ellerine sağlık canım..

    YanıtlaSil
  10. Meraba acaba ayva değilde çileği yapsak olur mu?

    YanıtlaSil
  11. Gülşah Hanım, kusura bakmayın. internette nedenini anlamadığım bir durum var ve bir kaç gündür bloğuma giremiyordum. Sorunuzu yeni gördüm. Çilekle denemedim ama az bir şey deneyip görebilirsiniz. Yalnız, pişirdikten sonra sıcakken kavanoza kapatırsanız bu şekilde küflenme olmayabilir. Ya da çabuk tüketmeniz lazım.
    Sevgilerle.

    YanıtlaSil

Yönetici Giriş Paneli


Special design for Işıl'ca Tatlar by GeCe