Sıkı diyette olan ve diyet sonrası koruma programına geçen arkadaşlarımı gözönünde bulundurarak mönüde salatalara ağırlık vermeye çalıştım.
Çok az şeker kullanarak lezzetini içinde bulunan çikolatalı kremadan alan bol ahududulu pastanın süslemesini başka şekilde planlamıştım. Tezcanlılığımdan kaynaklanan hatalardan ötürü pek beğenmediğim için bu sefer Cenk'in (Cafe Fernando) Devil's Food Cake'inde kullandığı bu süslemeyi denedim. Görselliğinin yanı sıra pasta çok leziz bulundu ve diyetteki arkadaşlarım bile hayır diyemedi.
Sofranın muzur olmakla beraber çok lezzetli olduğu konusunda herkesin hemfikir olduğu yiyeceği, beşamelli dil peynirli börekti. Muzurluğu kızartılmasından ileri gelen bu böreği daha önce burada paylaşmıştım.
Nar ekşisi ve sumak şurubu ile lezzetlendirdiğim kısır tarifini daha sonra paylaşacağım.
Bol cevizli tavuklu göbek salata diyet yapanları çok memnun etti. Sosunda zeytinyağı ve limonun yanı sıra çok az miktarda kullandığım hardal ayrı bir lezzet vermişti.
Dereotu eşliğinde sunduğum konserve enginar kalpleri hem lezzet hem de sağlık açısından misafirlerimin çok beğendiği lezzetlerdendi.
Akdeniz yeşillikleri üzerinde sunumunu gerçekleştirdiğim bıldırcın yumurtalarının dışında bir de yine daha önce sayfamda yer alan ıspanaklı kiş de tuzlular arasındaydı.
Tatlı olarak ne zamandan beri aklımda olup da yapmayı hep misafir gelişine ertelediğim Cenk'in fındıklı kurabiyelerinin yanı sıra artık bizim evin olmazsa olmazı olan çikolatalı ve antep fıstıklı makaronlar vardı masamızda.
Pek çok blogcu arkadaşımın deneyip çok memnun kaldığı krem karamelli kekin(kudretullah) fotoğrafını çekmeyi unutmuşum o telaşla. İki renk ve iki ayrı lezzette olan bu kek de çok ilginç bulunulup sevilerek yenildi.
Misafirlerimin kimisi çok doydukları için kimisi de kalorisinden dolayı tadına bile bakamadılar ama ben çok beğendim bu kurabiyeleri. Yoğun fındık tadı kayısı ve ahududu ile birleşince ortaya çok leziz kurabiyeler çıkmıştı. Cenk'e çok teşekkür ederim bu kurabiyelerden ötürü.
Günün sonunda yaptığım Türk kahvesine evde yaptığım vişne likörü ve portakal şekerlemeleri eşlik etti.
Güzel bir günün sonunda bir sonraki buluşma tarihi tespit edilerek veda edildi.
Pastaya gelecek olursak; ara katlarda fildişi kuvertür çikolata ve evde yaptığım krem freşten oluşan bir ganaj kullandım.
Dış kaplamasında ise yine ev yapımı krem freşi bir miktar pudra şekeri ile sertleşinceye kadar çırpıp kullandım.
Son zamanlarda yaptığım pek çok pasta ve tatlılarda kullandığım krem freş maalesef halen Türkiyede bulunmuyor. Çok yakın zamana kadar Fransaya giden herkese bu kremayı sipariş edip hazır olarak kullanıyordum. Bir önceki iletimde yer verdiğim (blogspottaki problemler nedeniyle şu an hiç bir sayfaya link veremiyorum) sevgili Oytun'un tarifiyle hazırladığım krem freş hazır aldıklarımdan farksız olunca artık evde yapıp bolca kullanıyorum. İlk olarak Zinnur'un (Bizim pastane) sayfası aracılığıyla tanıştığım bu krema, çikolatalı pastalarda kullanıldığında yoğun çikolata tadını dengeliyor ve hafif bir ekşilik vererek pastaları daha lezzetli yapıyor. Yanıltıcı bir hafifliğe sahip çok lezzetli pastalar çıkıyor ortaya. Eğer benim bu kez yaptığım gibi meyveli olarak düşünürseniz onca çikolata ve kremaya rağmen daha da hafif bir lezzete bürünüyor.
Pastanın yapımından önce sayfamda da bulunmasını istediğim Oytun'un tarifiyle hazırladığım krem freş'i anlatayım. Yaklaşık iki yıldır Aysun Hanımdan aldığım sütlerle yoğurt, tereyağ yaptığım gibi her gün kefir de mayalıyorum. Bu krem freşte de evde yaptığım kefiri kullandım. Kefiri tek başına içmek istediğimiz zaman günlük olarak yapıp fazla ekşitmeden taze taze içiyoruz. Ancak krem freşin ekşi tadını yakalamak için 4-5 gün kadar ekşittiğim kefiri hiç su katmadan sadece naylon süzgeçle (kefire metal hiç bir alet girmemesi gerekiyor) süzüp kullanıyorum. Kısa bir not olarak bundan da söz edeyim istedim.
Krem Freş (Creme Fraiche)
1) 250 ml/ veya 1 cup kefir
2) 500 ml/ veya 2 cup krema
Yapılışı
1) Krema ve kefiri temiz ve kuru cam bir kavanoza koyup kaşıkla biraz karıştırdıktan sonra ağzını temiz bir tülbentle örtüp tülbentin kaymaması için iple bağlayın.
2) Oda sıcaklığında 24 ile 48 saat arası bekletin. 24 saatin sonunda kaşığın üzerinde yoğun bir şekilde duruyorsa olmuş demektir. Eğer kıvamı halen daha sulu ise bir 24 saat daha bekletebilirsiniz.
3) Yoğunlaşıp katılaşan krem freşin ağzını hava almayacak şekilde kapatıp buzdolabına kaldırabilirsiniz. Oytun bir haftaya kadar buzdolabında saklanabileceğini söylüyor.
Pastanın Yapımı
1 adet 22 cm. çapında pandispanya (Ben Zinnur'un cenuaz kek tarifini kullanarak yaptım)
Krema Malzemeleri
1) 500 ml. krem freş
2) 200 gr. fildişi veya beyaz kuvertür çikolata
3) 1 tepeleme çorba kaşığı pudra şekeri
Arası için
2 cup donmuş ahududu
Çikolata kırıkları için
120 gr. fildişi kuvertür çikolata
Yapımı
1) Pandispanyanızı enine 3 eşit parçaya kesin. Eğer pandispanyanız taze ise ıslatmanıza gerek yok. Ben bir gün önceden yaptığım için pandispanya katlarını 1/2 çay bardağı süt kullanarak fırça yardımıyla çok hafif dokunuşlarla nemlendirdim.
2) Ara krema için küçük parçalara böldüğüm beyaz çikolatayı benmari yöntemiyle erittim ve oda ısısına gelmesini bekledim. Buzdolabından çıkarıp oda ısısna gelen krem freşin yarısını (250 ml) mikserin haznesine alıp kuvvetlice çırptım. Kremanızın kesilmemesi, düzgün ve pürüzsüz olması için her iki malzemenin aynı ısıda olması çok önemli. Erimiş ve oda ısısna gelmiş çikolata ile krem freşi çok dikkatlice çikolatayı azar azar ekleyerek birleşmelerini sağladım.
3)Ayrı bir kapta kalan krem freşe 1 tepeleme çorba kaşığı pudra şekeri ekleyerek kuvvetlice çırpıp sertleşmesini sağladım.
4) Önceden hafifçe çözdürdüğüm (Çok çözdürdüğünüzde sularını kaybedip lezzetten yoksun kalacaklardır) ahududularını kağıt havlu ile hafifçe kuruladım.
5) Bir adet pandispanya patını servis tabağına alıp üzerine önce çikolatalı kremanın yarısını koyup pastanın üzerine yaydım. Ahududularının yarısını üzerine dizip bu kez de bir iki kaşık şekerli krem freşi boşlukları dolduracak şekilde yaydım ve ikinci pandispanya patını üzerine yerleştirdim.
6) Bu kata da sırayla aynı işlemleri yapıp üçüncü pandispanya patını yerleştirdim. Kalan krem freşi pastanın yanlarına ve üzerine sürerek kapladım.
Dış süslemeleri için pastanın üzerinde yer alan pembeli çikolata parçalarını kullanacaktım. Ancak pembe gıda boyası katarak desen verdiğim çikolataların üzerine yaydığım beyaz kuvertürü yeterince soğutmadığım için donduğundaki görüntüyü beğenmedim. En iyi bulduğum birkaç taneyi sadece üstte kullandım. Durum böyle olunca (Cafe Fernando) Cenk'in Devil's Food Cake'inin dekorunda kullandığı teknikle çikolatalar hazırlamaya çalıştım. Çikolatayı çok ince yayamadığım için onunkiler kadar düzgün olmasalar da ilk yapım için fena değillerdi. Beyaz çikolata ile (hele istediğiniz kalitede ürün bulamadıysanız) çalışmak siyah kuvertüre göre biraz daha meşakkatli.
Çikolata kırıkları için iki adet 35x40 cm ölçülerinde yağlı kağıt kestim. Kağıtlardan birini düzgün bir zemine serdim ve benmari usulü erittiğim beyaz çikolatayı spatula yardımıyla olabildiğince kenarlarından 1 er santim boşluk kalacak şekilde yaydım. İkinci yağlı kağıdı üzerine serip çikolatayı yaymamaya özen göstererek aralardaki boşlukları hafifçe bastırarak yok ettim. Kısa uçtan başlayarak rulo yaptım. Sonunda 3 cm çapında bir rulo oldu. Ruloyu düz bir tepsiye birleşme yeri altta kalacak şekilde yerleştirip açılmaması için yanlarından destekleyerek buzdolabına koydum. 2 saat bu şekilde iyice donan çikolatayı açmak için yine yağlı kağıt serili bir tepsi hazırladım ve kağıtları hızlıca açtığımda çikolata kırıkları oluştu. El değdirmeden bir cımbız yardımıyla büyükleri yanlara küçükleri de üzerine yerleştirip dekore etmeye çalıştım.
Cenk, kağıdı açarken kırılan çikolata sesini duymak için bile yapılır demiş bu süsülemeler için.
Söylememiş olsaydın belki dikkatimi çekmeyecek olan bu durum için bile sonsuz teşekkürler ediyorum Cenk sana. Gerçekten de çok zevk alarak yaptım bu işi.
Yazısını yazmak, pastayı yapmaktan daha zor oldu. Umarım en kısa zamanda blogspotlardaki engel kaldırılır.
Güneşin sımsıcak ısıttığı ağız tadınızın yerinde olduğu güzel bir hafta olsun.
Hepsi muhteşem görünüyor, beğenilmemesi mümkün değil zaten. Ellerinize emeklerinize sağlık Işıl Ablacığım... İyi haftalar, sevgiler..
YanıtlaSilIşıl'cığım muhteşem bir masa ve me
YanıtlaSilnü ellerine sağlık.Pasta ayrı bir
güzel öpüyorum.
merhaba..yazmak, ulaşmak çok zor..teknik sıkıntılar var..yorum gidermi bilmem..
YanıtlaSilHarika bir masa bol salata...
YanıtlaSilBayıldım ellerine sağlık
Sevgiler
Herşey mükemmel olmuş gerçekten.Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilcanım ışılım oğlum geldi.çok teşekkürler.hep ayrılanlar kavuşsun inşallah..iş yerinde biraz sıkıntılar var üstesinden geleceğim inşallah..seni çok öptüm canım.
YanıtlaSilIşıl ışıl pastalar ve yemekler elinize sağlık.. hepside çok güzel görünüyor...
YanıtlaSilIsilcigim, bu masa bitirdi beni,,, Ne kadar leziz, ne istahacici mamalar onlar öyle.... Ayrica, pastan hicte aceleye gelmis gibi degil, eminim lezzeti de sahanedir,,, hele de frambuazla... Sevgilerimi yollarken, bloguma biraktigin o sahane yoruma cok tesekkür ediyorum ve önümüzdeki günlerde yayinlayacagim nergislerim ile ilgili yorumunu sabirsizlikla bekliyorum....
YanıtlaSilIsilcigim, bu masa bitirdi beni,,, Ne kadar leziz, ne istahacici mamalar onlar öyle.... Ayrica, pastan hicte aceleye gelmis gibi degil, eminim lezzeti de sahanedir,,, hele de frambuazla... Sevgilerimi yollarken, bloguma biraktigin o sahane yoruma cok tesekkür ediyorum ve önümüzdeki günlerde yayinlayacagim nergislerim ile ilgili yorumunu sabirsizlikla bekliyorum....
YanıtlaSilMerhabalar Işıl abla,
YanıtlaSilmacaron ne zaman görsem,yesem aklıma sen düşüyorsun..Hani Tijen abla ile görüştüğümüz zaman sizin macaronlardan yemiştik ne güzeldi öyle!
Harikasınız ya inşAllah sizin güzel macaronlardan gene kısmet olur bize..
Bu arada harika ve çok güzel lezzetler yapmışsın,bu ağız tadınız daim olsun..
selamlar.
Blogunuzda çok başarılı tarifve sunumlar var.Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilyani tamam aynısı olmayabilir ama çok benzemiş Cenkin süslemesine :) ellerine sağlık.
YanıtlaSilKahve Dükkanından sevgiler...
Işıl hanımcım merhabalar
YanıtlaSilbirkaç gündür sitenizdeki harika tarifleri okuyorum, ellerinize sağlık çok güzel bir enerjiniz var, site çok sevimli ve sıcak..
Işıl hanım sitedeki tariflerden birinde kudretullah ismini gördüm, önce tarifi veren kişinin adı sandım..
İnternette aradım böyle bir blogger mi var acaba diye.. Ne yazık ki bir keke bu ismin verildiğini gördüm.
Kaldı ki bu manadaki bir kelime insana dahi isim olarak verilemez.
Allahu tealanın zati ve subuti sıfat ve kudretine dair tanımlamalar kendine mahsustur.
Elbette keke bu ismi verenin siz olmadığınızı biliyorum.
Kudretullah allahu tealanın sahip olduğu güç, allahın sonsuz gücü demektir böyle bir isim ne insanlara ne de keklere kat'a verilemez bu konuda hassasiyet göstermenizi bekliyorum
bilmeden şirke girmek, haddi aşanlardan olmamak adına keke başka bir isim versek olmaz mı acaba?İnanın bir müslüman olarak beni yaraladı bu keke verilen isim, samimiyetinize güvenerek sizden rica ediyorum Çok teşekkürler
selamlar Deniz