Yapalı epey bir zaman oldu bu makaronları fakat zamansızlıktan bir türlü yayınlayamamıştım. Pierre Herme'nin meşhur güllü makaronuyla aynı zamanda sizlere de tatile gideceğimizin haberini vereyim istedim.
Daha önceki yıllarda bu tarihlerde çoktan yazlığa gitmiş olurdum fakat bu sene misafirlerim, öğretmen olan kızımın okulunun bitmesini beklerken yazın da yarısını bulduk neredeyse.
İstanbulda bulunmadığım süre içinde internete erişimim pek kolay olmadığı için sizlerden, sayfamdan ve arkadaşlarımdan ayrı kalacağım için üzülüyorum fakat dinlenmek ve enerji toplamak için uzun bir tatile ihtiyacım var.
Bu arada makaron siparişleri ve eğitimlerine de ara vermek zorundayım. Eğitim için başvuran arkadaşlarıma hemen yanıt veremeyebilirim, lütfen kusura bakmasınlar. Eylül sonunda döneceğim için Ekim ayından itibaren de eğitimlere kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Bütün dost ve arkadaşlarımın bayramını şimdiden kutluyor, güzel bir bayram ve yaz geçirmesi dileklerimle şimdilik hepinize hoşcakalın diyor sevgilerimi gönderiyorum.
Görüşme dileklerimle esenkalın...
24 Temmuz 2013 Çarşamba
18 Temmuz 2013 Perşembe
AHUDUDULU PEYKEK VE TEŞEKKÜRLERİM
Mevsim meyvelerini taze olarak kullanmayı seviyorum.Geçen hafta pazarda tazecik ahududuları görünce epeyce almıştım. Bir kısmıyla reçel yaptım kalanını da ertesi gün gelecek olan misafirim için cheese kek de kullandım. Aslında niyetim pasta yapmaktı fakat evde elektrik kesintisinden dolayı bir kazaya uğramış çikolatalı makaron kurabiyelerinden olunca bunları değerlendirmek amacıyla proje cheese keke dönüştü.Bu proje aynı zamanda evde bulunan ve son kullanma tarihine az kalmış olan maskarpon peynirini de kurtarmaya yaradı. Malzemeleri israf etmemenin, değerlendirmenin yanı sıra farklı lezzetlere de kavuşabiliyor olmanın keyfi de bir başka oluyor.
Tamamen benim bilgi ve deneyimlerimle ortaya çıkan kek sonuçta beni üzmedi. Bol bademli tabanı ahududuna çok yakıştı.
Ben evde o gün bulunan malzemelerle yaptım ve tarifi de o şekilde vereceğim. Sizler isterseniz maskarpon yerine süzme yoğurt veya lor peyniri de kullanarak yapabilirsiniz ki; onlar da sayfamda mevcut.
Taban için
250 gr. öğütülmüş makaron unu (makaronları fırında kurutup rondodan çektim)
75 gr. tereyağ
Peynirli kısmı için
1) 500 gr. maskarpon peyniri
2) 200 gr. labne peyniri (suyu süzdürülmüş)
3) 150 gr. toz şeker
4) 4 yumurta
5) 200 gr. süt kreması
6) 1 tatlı kaşığı vanilya özütü
7) 2 çorba kaşığı un (silme)
Yapılışı
1) Badem unu ve eritilmiş tereyağ bir kapta yoğurulur ve 24 cm.lik kelepçeli bir kalıba bastırarak ve bir miktar kenarları yükseltilerek yerleştirilir.
2) Geniş bir kaba maskarpon peyniri ve labne peynir konur. Şeker eklenir ve mikserin orta ayarında bir miktar çırpılır.
3) Yumurtalar teker teker eklenir ve çırpmaya devam edilir.
4) Vanilya özütü,un ve krema eklenir malzemeler sadece birbirlerine karışacak kadar kısa bir süre çırpılır.
5) Önceden hazırlanmış bir fırın tepsisine yerleştirilmiş olan tabanın üzerine dökülür. Önceden 175 dereceye ısıtılmış fırında fırının kapağı açılmadan 45-60 dakika arasında pişirilir.
6) Fırın kapatıldıktan sonra da fırının kapağı hiç açılmadan birkaç saat fırının içinde bekletilir.
7) Fırından çıkarıldıktan sonra oda ısısına gelen kek buzdolabına konur ve en az sekiz saat tercihen de bir gün bekletilir.
8) Servisden birkaç saat önce meyveler üzerine dizilir.
9) Kullanılan meyvenin suyu, nişasta ve şekerle bir pelte yapılabileceği gibi o gün benim kullandığım bir paket tart jölesi de hazırlanıp üzerine dökülür.
Bu ara bol bol ahududulu cheese kek yaptım. Bu da yine Fransa'dan gelen ve ahududunu çok seven sevgili Serkan'cığım için yaptığım ve kare kalıpta pişirdiğim cheese kek.
Son yıllarda ürün yelpazesini çok genişletmiş olan Carte d'Or' dan gelen içinde geleneksel tatlıların ve iki toprak kasenin olduğu hediye paketi çok hoş bir hediyeydi. Aynı zamanda Rachel Allen ve Bengi Kurtcebe'nin enfes tariflerinin olduğu Tatlı Sırlar isimli kitabı ramazanımızı şenlendirdi. Büyük boy kuşe kağıda basılı ve içinde çok hoş fotoğraflarla sunumları yapılan tatlıları yaptıkça sizlerle de paylaşacağım. Ramazan öncesi bizleri düşünerek gönderdikleri hediyeler için Cart d'Or ailesine çok teşekkür ederim.
Yine geçtiğimiz gün gelen hediye paketi ise Knorr'dandı. Hediye paketinin içinden çıkan," koruyucu madde içermez" ibaresinin bulunduğu pek çok ürünün dışında zarif bir çorba servis tenceresi ve şef Hazer Amani'nin tariflerinin yer aldığı minik yemek kitabı ile ramazan ayı kutlaması için Knorr ailesine ve emeği geçenlere teşekkür ederim.
Bereketli ramazanlar dileklerimle...
Etiketler:
KEKLER
12 Temmuz 2013 Cuma
VANİLYALI BALLI GÜLLAÇ
Ramazan ayına ait en özel ve güzel tatlı güllaç. Hele ramazan böylesine sıcak ve uzun oruç dönemlerine denk gelince bol şerbetli ve yağlı tatlılardan kaçınmak lazım geldiğini söylüyor uzmanlar.
İlk gençlik yıllarımda gülsuyu kokusundan hoşlanmadığım için o zamanlar pek sevmez ve yemezdim. Daha sonraları çalıştığım işyerleri mönülerinde daha az gülsuyu kullanılarak yapılan güllaçları yediğimde çok beğenmiş, bu güzel lezzetten yoksun kaldığım için de çok kızmıştım kendime.
Şimdilerde en sevdiğim tatlı ama neye yarar ki şimdi de sağlık nedenlerinden ötürü doya doya yiyemiyorum.
Ev halkı olarak şekeri az tüketmeye gösterdiğimiz özenden dolayı böyle bir tarif geliştirdim. Şeker yerine pekmez veya bal kullanmak. Pekmez o güzelim rengi etkiler diye de balı tercih ettim.
Niyetim tamamen balla hazırlamaktı ancak ev halkı belki balın keskin kokusunu sevmez diyerek bir miktar şeker de ilave ettim. Yediklerinde bal lezzeti çok hissedilmiyordu. Bir dahaki sefere daha az şeker ve daha çok bal koyarak şeker miktarını azaltacağım.
İlk gençlik yıllarımda gülsuyu kokusundan hoşlanmadığım için o zamanlar pek sevmez ve yemezdim. Daha sonraları çalıştığım işyerleri mönülerinde daha az gülsuyu kullanılarak yapılan güllaçları yediğimde çok beğenmiş, bu güzel lezzetten yoksun kaldığım için de çok kızmıştım kendime.
Şimdilerde en sevdiğim tatlı ama neye yarar ki şimdi de sağlık nedenlerinden ötürü doya doya yiyemiyorum.
Ev halkı olarak şekeri az tüketmeye gösterdiğimiz özenden dolayı böyle bir tarif geliştirdim. Şeker yerine pekmez veya bal kullanmak. Pekmez o güzelim rengi etkiler diye de balı tercih ettim.
Niyetim tamamen balla hazırlamaktı ancak ev halkı belki balın keskin kokusunu sevmez diyerek bir miktar şeker de ilave ettim. Yediklerinde bal lezzeti çok hissedilmiyordu. Bir dahaki sefere daha az şeker ve daha çok bal koyarak şeker miktarını azaltacağım.
Sözü uzatmadan tarife geçeyim.
Malzemeler
1) 4 yaprak güllaç
2) 1 litre süt
3) 1 vanilya çubuğu
5) 100 gr. toz şeker
6) 3-4 çorba kaşığı çiçek balı (ben 3 dolu çorba kaşığı koydum. Size az gelirse tadarak daha fazla ekleyebilirsiniz)
Yapılışı
Orta boy bir tencereye süt, vanilya çubuğu tohumları , toz şeker eklenir ve kaynamaya bırakılır. Kaynayınca ocak ve tencerenin kapağı kapatılır vanilya aromasının süte geçmesi için yarım saat beklenir.
Sürenin sonunda süt, süzgecin üzerine yerleştirilmiş tülbentten süzülerek vanilya tohumlarından uzaklaştırılır. Eğer vanilya tohumları sizi rahatsız etmezse süzmeyebilirsiniz.
Tencere tekrar ocağa konur ve biraz daha ısıtılr. Yalnız kaynamamasına özen gösterilir. Çünkü çok sıcak süt güllaç yapraklarının hamurlaşmasına sebebiyet verdiği gibi soğuk süt de yaprakların sütü çekmemesine neden olur. Ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamalıdır. Bu aşamada bal eklenir ve karıştırarak bal eritilir.
Kare bir borcama bir adet güllaç yaprağı konur ve üzerine bir kepçe süt gezdirilerek her tarafı ıslatılır.. Diğer yapraklar da aynı şekilde ıslatıldıktan sonra kalan süt üzerine dökülür ve borcamın üzeri kapatılır.
Yarım saat bu şekilde bekledikten sonra buzdolabına konur. İftar saatine yakın bir zamanda üzeri süslenir.
Benim gençken hoşlanmadığım gülsuyundan şimdilerde de çocuklarım hoşlanmıyor. O nedenle süte eklemedim ama kendi tabağıma birkaç damla gülsuyu ekleyerek yedim. Tadı nefisti.
Bol bereketli, sağlıklı ramazanlar dilerim.
Etiketler:
SÜTLÜ TATLILAR
9 Temmuz 2013 Salı
KABAK GÜZELLEMESİ
Tüm ziyaretçilerime hayırlı Ramazanlar dileyerek tam da yazın bu sıcak günlerine uygun birkaç kabak yemeği tarifiyle katkım olsun istedim.
Niyetim bugün yaptığım zeytinyağlı kabak dizmesini paylaşmaktı fakat daha önceden yaptığım ve yayınlama fırsatı bulamadığım, arşivimde bekleyen kabaklı yemekler aklıma gelince mini bir kabak güzellemesi yapalım dedim.
Bizim evde kabak yemekleri kızım ve benim haricimde nedense pek sevilmez. Her ne kadar farklı çeşit ve sunumlarla yedirmeye çalışsam da evin beyleri yine bir burun kıvırırlar. Oysa çok midevi, sindirim sistemine çok yardımcı son yıllarda öğrendiğim kadarıyla diyabet için de çok uygun bir sebzeymiş.
Uzun oruç günlerine uygun bol su içeren bu sebzeyi değişik tariflerle bolca pişirmeli diye düşünüyorum.
İlk yemeğimiz ZEYTİNYAĞLI KABAK DİZMESİ
Aslında bildiğiniz zeytinyağlı kabak yemeği fakat pirinçsiz. Akşam mönümüzde et ve erişte de olduğu için ayrıca pirinç eklemedim Ama isterseniz bir çorba kaşığı pirinç de ekleyerek pişirebilirsiniz.
Malzemeler
1) 1 kg. küçük boy kabak
2) 2-3 adet kuru soğan
3) 2 adet domates
4) 2-3 çorba kaşığı zeytinyağı
5) Dereotu
Yapılışı
Yıkanmış ve süzdürülmüş kabaklar ucu tırtıklı bıçakla kazınır ve boylamasına dörde bölünüp bekletilir.
Soğanlar piyazlık doğranır, domatesin bir tanesi enlemesine ikiye bölünüp yayvan bir tencerenin tam ortasına yerleştirilir. Etrafına soğanın bir kısmı serpiştirilir. Kabakların dış yüzeyleri tencereye değecek şekilde bir sıra kabak domatesin etrafına dizilir. Üzerine yine soğanın bir kısmı ve doğranmış bir domates şeklinde kabaklar bitene kadar dizilir. Üzerine zeytinyağ ve tuz gezdirilir, kaynayana kadar orta daha sonra da kısık ateşte pişirilir. Yemek ılındığında da tencereye uygun boyda bir servis tabağı üzerine kapatılır ve ters çevrilerek sunuma hazır hale getirilir.
Değişik zamanlarda yaptığım kayık şeklinde sunuma hazırladığım bu kabakların içlerini de farklı malzemelerle dolduruyorum.
Üstte görünen iki fotoğraftaki kabakların içleri kıymalı harçla dolu.
Bunun için;
İstediğiniz miktarda ve boydaki kabakların içleri parisien bir kaşıkla oyulur ve az tuzlu suda çok yumuşamayacak şekilde 3-4 dakika haşlanır. Kıyma ve soğan kavrulur, minik doğranmış yeşil biber ve minik bir domates de eklenip sotelendikten sonra ocak kapatılır. Tuzu, karabiberi ayarlanır ve haşlanmış olan kabakların içleri bu harçla doldurulur. Üzerine çok koyu olmayan bir beşamel sos hazırlanıp gezdirilir. En son kaşar peyniri rendesi serpildikten sonra 180 derecdeki fırında kızarana kadar pişirilir.
Bunlar ise beyaz peynir, bol dereotu ve bir yumurta beyazı ekleyerek hazırladığım iç malzemelerden yaptıklarım.Yöntem yine aynı.
Üçüncüsü ise bir adet kuru soğan ve kuşbaşı doğranmış bir tavuk göğsünü soteleyerek doldurduklarım. Yöntem hepsinde aynı.
Davet mönülerinizde de tercih edilebilecek aynı anda birkaç farklı içle sunum yapılabilecek bu yemek lezzetinin yanı sıra çok da hafif oluyor. Özellikle sıcak yaz günlerinde hafif yemek isteyenler beşamel sosdaki yağ miktarını biraz daha az tutup kaşar peynirinin yağıyla dengeleyebilirler.
Kabak güzellemesi deyip de mücverden söz etmemek olmaz. Bizim evde yıllardır kızartma yapılmadığından mücver de bundan nasibini alıyor ve fırında pişiriliyor.
Bu tür oyularak yapılan kabaklı yemeklerden sonra kalan içleri değerlendirmenin en güzel yöntemi mücver. Tabi buna mücver denir mi uzmanlara sormak lazım ama ben mücver diye yutturuyoum ev halkına.
Aynen mücver gibi hazırladığınız harcınıza bir iki kaşık yoğurt, yine 2-3 kaşık zeytinyağ biraz beyaz peynir ve 2-3 kaşık un ve yarım paket kabartma tozu böyle nefis bir kekimsi yiyeceğe dönüşüyor bizim evde.
Hafif yemek ve hafif beslenmek, kilo vermek isteyenler için uzmalar bolca kabak ve salatalık öneriyorlar. Ve tecrübemle de sabit olan şeyleri sizlerle paylaşmak istedim.
Hepinize hayırlı ramazanlar diliyorum.
Niyetim bugün yaptığım zeytinyağlı kabak dizmesini paylaşmaktı fakat daha önceden yaptığım ve yayınlama fırsatı bulamadığım, arşivimde bekleyen kabaklı yemekler aklıma gelince mini bir kabak güzellemesi yapalım dedim.
Bizim evde kabak yemekleri kızım ve benim haricimde nedense pek sevilmez. Her ne kadar farklı çeşit ve sunumlarla yedirmeye çalışsam da evin beyleri yine bir burun kıvırırlar. Oysa çok midevi, sindirim sistemine çok yardımcı son yıllarda öğrendiğim kadarıyla diyabet için de çok uygun bir sebzeymiş.
Uzun oruç günlerine uygun bol su içeren bu sebzeyi değişik tariflerle bolca pişirmeli diye düşünüyorum.
İlk yemeğimiz ZEYTİNYAĞLI KABAK DİZMESİ
Aslında bildiğiniz zeytinyağlı kabak yemeği fakat pirinçsiz. Akşam mönümüzde et ve erişte de olduğu için ayrıca pirinç eklemedim Ama isterseniz bir çorba kaşığı pirinç de ekleyerek pişirebilirsiniz.
Malzemeler
1) 1 kg. küçük boy kabak
2) 2-3 adet kuru soğan
3) 2 adet domates
4) 2-3 çorba kaşığı zeytinyağı
5) Dereotu
Yapılışı
Yıkanmış ve süzdürülmüş kabaklar ucu tırtıklı bıçakla kazınır ve boylamasına dörde bölünüp bekletilir.
Soğanlar piyazlık doğranır, domatesin bir tanesi enlemesine ikiye bölünüp yayvan bir tencerenin tam ortasına yerleştirilir. Etrafına soğanın bir kısmı serpiştirilir. Kabakların dış yüzeyleri tencereye değecek şekilde bir sıra kabak domatesin etrafına dizilir. Üzerine yine soğanın bir kısmı ve doğranmış bir domates şeklinde kabaklar bitene kadar dizilir. Üzerine zeytinyağ ve tuz gezdirilir, kaynayana kadar orta daha sonra da kısık ateşte pişirilir. Yemek ılındığında da tencereye uygun boyda bir servis tabağı üzerine kapatılır ve ters çevrilerek sunuma hazır hale getirilir.
Değişik zamanlarda yaptığım kayık şeklinde sunuma hazırladığım bu kabakların içlerini de farklı malzemelerle dolduruyorum.
Üstte görünen iki fotoğraftaki kabakların içleri kıymalı harçla dolu.
Bunun için;
İstediğiniz miktarda ve boydaki kabakların içleri parisien bir kaşıkla oyulur ve az tuzlu suda çok yumuşamayacak şekilde 3-4 dakika haşlanır. Kıyma ve soğan kavrulur, minik doğranmış yeşil biber ve minik bir domates de eklenip sotelendikten sonra ocak kapatılır. Tuzu, karabiberi ayarlanır ve haşlanmış olan kabakların içleri bu harçla doldurulur. Üzerine çok koyu olmayan bir beşamel sos hazırlanıp gezdirilir. En son kaşar peyniri rendesi serpildikten sonra 180 derecdeki fırında kızarana kadar pişirilir.
Bunlar ise beyaz peynir, bol dereotu ve bir yumurta beyazı ekleyerek hazırladığım iç malzemelerden yaptıklarım.Yöntem yine aynı.
Üçüncüsü ise bir adet kuru soğan ve kuşbaşı doğranmış bir tavuk göğsünü soteleyerek doldurduklarım. Yöntem hepsinde aynı.
Davet mönülerinizde de tercih edilebilecek aynı anda birkaç farklı içle sunum yapılabilecek bu yemek lezzetinin yanı sıra çok da hafif oluyor. Özellikle sıcak yaz günlerinde hafif yemek isteyenler beşamel sosdaki yağ miktarını biraz daha az tutup kaşar peynirinin yağıyla dengeleyebilirler.
Kabak güzellemesi deyip de mücverden söz etmemek olmaz. Bizim evde yıllardır kızartma yapılmadığından mücver de bundan nasibini alıyor ve fırında pişiriliyor.
Bu tür oyularak yapılan kabaklı yemeklerden sonra kalan içleri değerlendirmenin en güzel yöntemi mücver. Tabi buna mücver denir mi uzmanlara sormak lazım ama ben mücver diye yutturuyoum ev halkına.
Aynen mücver gibi hazırladığınız harcınıza bir iki kaşık yoğurt, yine 2-3 kaşık zeytinyağ biraz beyaz peynir ve 2-3 kaşık un ve yarım paket kabartma tozu böyle nefis bir kekimsi yiyeceğe dönüşüyor bizim evde.
Hafif yemek ve hafif beslenmek, kilo vermek isteyenler için uzmalar bolca kabak ve salatalık öneriyorlar. Ve tecrübemle de sabit olan şeyleri sizlerle paylaşmak istedim.
Hepinize hayırlı ramazanlar diliyorum.
Etiketler:
ANA YEMEKLER
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)