8 Eylül 2008 Pazartesi

TATİL LEZZETLERİ 3

Merhaba arkadaşlarım,
Biliyorum, sizler de benim gibi ekranda duran tatil lezzetlerini görmekten sıkıldınız. Her ne kadar ara vermek, bloğumu kapatmak gibi bir niyetim yoktuysa da bir önceki iletiden de anlaşılacağı gibi olayların gelişimi, Duygu'cuğumla aramızda esen sert bir rüzgar böyle bir sonuca sebep oldu. Ancak her ikimiz de hatalarımızdan dersler alarak işi tatlıya bağladık.Duygu'nun önerisi ile artık bir bilgisayar kursuna yazılarak kendi işimi yapma konusunda bir adım atmış oluyorum. Umarım, bundan sonra bu konuda kendi ayaklarım üzerinde durmayı başaracağım ve Duygucuğuma yük olmayacağım.
Duygu'nun iletisini görür görmez endişelenip bloğumu kapatmamam konusunda bana destek ve cesaret veren, yorum bırakan başta sevgili Müge olmak üzere bütün blogcu arkadaşlarıma çok teşekkür ediyor, sevgilerimi gönderiyorum.



Tatilden döndükten sonra Duygu'nun da dediği gibi günlerim çok dolu geçti. Bir yandan yaklaşmakta olan kış için hazırlıklar devam ederken, diğer yandan gelen misafirlerimizle vakit geçirdik. En son Mersin'den gelen yeğenim ve kardeşimle tatili de sonlandırdık. Okulların açılacak olmasıyla herkes evlerine gitti.
Evet! bir önceki iletimde sizlere bu yaz ilk kez denemiş olduğum sebze kurutma işini anlatmak istiyordum. Biliyorsunuz nem oranının yüksek olduğu yerlerde sebze ve meyveleri güneşte kurutmak biraz zor olsa da ben deneyip durumu kendi gözlerimle görmek istedim. Maalesef sonuç hüsrandı. Bu iş için o çok sıcak kavurucu günleri seçmiş olmama rağmen önceleri kızaran biberler bana umut verdiyse de daha sonraki günlerde kurumak yerine içlerinin küflenmeye ve çürümeye başladığını görünce bunları kurtarmanın yolunu aramaya başladım. Daha önceleri sevgili Mine (Tea-time) ve Fethiye'nin (Yoğurtland) meyve ve sebzeleri fırında ve güneşte kurutma işlemlerini bloglarında anlattıklarını biliyordum.

Patlıcanlar kuruma konusunda daha iyiydiler ama yine de çok iyi kurumalarını istediğim için 100 derecelik fırında ızgara telinin üzerinde 4 saat gibi bir süre tuttum. Sonuç çok iyiydi, çok güzel kurumuşlardı biberler ve patlıcanlar.

Balkonda bir tepsinin içinde bıraktığım kurumuş olan biberlerin havadaki nemden dolayı tekrar yumuşamaya başladıklarını görünce bu kez garantiye almak için bez torbalara koyup buzdolabına kaldırdım.
Burdan da görmüş oldum ki İstanbul gibi nemin yüksek olduğu yerlerde bu işi yapmak biraz zahmetli ve masraflı oluyor. Oysa çarşı ve pazarlarda çok daha uygun fiyatlarla bu sebzelerin kurutulmuşlarını bulmak mümkün. Böylece yaşayarak bir şeyi öğrenmiş oldum ve denemek isteyen arkadaşlarımla da bunu paylaşmak istedim.

Aynı sıkıntıyı her yaz yaptığımız tarhanayı kurutmakta da çekiyorum. Ama bu sene Bodrumda annemle birlikte yaptığımız, o kızgın güneş ve kuru havada kuruttuğumuz tarhana için böyle bir sorun yaşamadık.Annemle, iyi ki orda yapmışız diye seviniyoruz.

Yukarıda gördüğünüz ekmek de sevgili Münevver'de görmüş olduğum ne zamandır yapmayı planladığım Sibel'in annesinin yaptığı nohut mayalı ekmek. Münevver'in ve Sibelin bloğunda gördüğüm kadar kabarmasa da tadı çok güzeldi. Bir kez daha denenecekler listesine almış bulunmaktayım.
Sibel'e ve Münevverciğime burdan çok teşekkür ederim.







Fransa'dan gelen misafirlerimizin ahududulu pastayı çok sevdiğini öğrenince de yaptığı herşeyi büyük bir beğeni ile izlediğim ve uygulamaya çalıştığım sevgili Zinnur'un yukarıda görünen ahududulu pastasını yaptım. Daha önce de birkaç kez yaptığım ancak çektiğim fotoğrafın kalitesini beğenmediğim için bloğumda yer vermediğim bu pasta bizim evde en çok sevilenler arasında.
Blogcu arkadaşlarımdan denemeyenler varsa mutlaka bir kez olsun yapıp tadına baksınlar derim.

Zinnur'un tarifine harfiyen uydum. Yalnız çok kalabalık olacağımızı gözönünde bulundurarak miktarını 1/3 oranında artırarak daha büyük bir pasta yaptım. Tabii bütününün fotoğrafı gece çekildiği için yine pek güzel görünmese de kalan bir dilimi ertesi gün sizler için fotoğraflamıştım. Biraz oyalayıcı ve dikkat isteyen bir pasta olmasına karşın yendikten sonra alınan övgüler buna değiyor inanın ki?

Yanda gördüğünüz bol çikolatalı ve bol fındık krokanlı pasta ise biricik yeğenim Yunuscan'ın doğum günü içindi.

Onun isteği doğrultusunda yaptığım bu pastada bir değişiklik yapıp arasına koyduğum fındık krokanları dulce de leche ile de tatlandırdım. Amacım üzerine de dulce de leche ile süsler yapmaktı. Çok katı olduğu için bir tatlı kaşığı süt ile karıştırarak daha kıvamlı bir krema elde edeceğimi düşünüyordum. Sıkma torbasına koyarak üzerini süslediğimi sandığım bu krema daha sonra sanırım havanın sıcaklığı ile daha da eriyip pastanın üzerinden akmaya başlayınca çok üzüldüm. Hiç niyetim yokken bu görüntüyü kamufle etmek adına bütün bıraktığım fındık krokanlarla kapatmaya çalıştım. Görüntü olarak çok başarılı olmasa da tadı evdekilerden tam not aldı. Yeğenim de pastasını çok beğendi. Afiyet olsun Yunuscanım.Sana sağlıklı, mutlu, başarılarla dolu nice seneler dilerim.

Tabi yaptıklarım bu kadarla sınırlı değildi. Sizlerle paylaşmak istediğim pek çok şey daha var. Ancak, sizleri sıkmamak adına bu günlük bunlarla yetinelim. Daha sonraki günlerde diğer yaptıklarımı da paylaşmak üzere şimdilik hoşçakalın.

Sevgilerimle.

16 yorum:

  1. basarilar diliyorum Allah utandirmasin butun islerin yolunda gitsin ins :) fotograflari gorunce midem bayram etti ama sus dedim ona :)

    YanıtlaSil
  2. Aaaaa Işıl ne güzel okuyordum ben hiç sıkılmamıştım ki. Merakla bekliyorum yaptığın güzelliklerin devamını becerikli ve bilgili arkadaşım. Öpüyorum çok.

    YanıtlaSil
  3. Yazıyı bir solukta okudum :))

    Daha önceki postta da Duygu'nun yazısı çok güzeldi.Yüreğine sağlık :)) Yorum bırakamadığım için bu yazıyı kaçırmak istemedim.

    Bilgisayar kursunda başarılar dilerim.

    Yaptıklarınıza gelince ellerinize sağlık.Herşey güzel görünüyor...

    Becerikli hanımın hali başka oluyor :))

    Sevgilerimi gönderiyorum.

    YanıtlaSil
  4. Başarılar diliyorum ve kurumuş biberler çok güzel görünüyor:)

    YanıtlaSil
  5. Her zamanki gibi tariflerle ve püf noktaları ile dolu dolu, akıcı, sohbet eder gibi bir yazı..
    Bir solukta okudum bile. Devam...Devam :)
    Ağzına sağlık canım.

    Bilgisayar kursu, çok yerinde bir karar, hayırlı olsun.

    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  6. BİR ANLIK GAFLETE YENİK DÜŞÜP VAZGEÇMEYECEĞİNİ BİLİYORDUM

    YanıtlaSil
  7. iyiki kapatmayıp blog yazmaya devam ediyorsun kursun hayırlı olsun başarılar dilerim

    YanıtlaSil
  8. Nihan'ciğım,
    Çok teşekkür ederim. İnşallah diyorum. Bilmiyorum bu kurs bana blog kullanma işinde fayda sağlayacak mı? Çünkü temel bir eğitim olacak bu.
    Göreceğiz bakalım.

    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil
  9. Burçin'ciğim,

    Sağol güzel arkadaşım. İltifat ediyorsun.
    Yazılarım biraz uzunca olunca sıkılacağınızı düşünmüştüm ben.
    Tamam en kısa zamanda diğerlerini de yazacağım.
    Ben de seni çok öpüyorum.
    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil
  10. Zerrin'ciğim,

    Biliyorum, vakitsizlik ve çocukların elinden bilgisayarları alamadığımız için hepimiz aynı sorunları yaşıyoruz.Onun için hiç dert etme.Yeter ki gönüllerimiz bir olsun.

    İltifatların ve güzel yorumun için çok teşekkür ederim.

    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil
  11. Ayşe'ciğim,

    Çok teşekkür ederim. Ancak dediğim gibi İstanbul bu iş için pek uygun bir yer değil. En iyisi hazır alıp kullanmak.

    Sımsıcak sevgilerimle,

    YanıtlaSil
  12. Tamam Müge'ciğim,

    Duygu'nun iletisinden sonra beni en çok etkileyen de senin o güzel, cesaretlendirici yorumun oldu.
    Sana çok teşekkür ederim.
    Evet, kurs ne kadar faydalı olur bilemiyorum ama (çünkü blog işi farklı bir konu) en azından bir şey yapmamaktan iyidir diye düşünüyorum. Ondan sonra da herhalde fotoğrafçılık kursuna gitmem lazım. Çünkü çektiğim fotoğrafların kalitesini de hiç beğenmiyorum.
    Anlayacağın çok çalışmam lazım çooooook.

    Kucak dolusu sevgilerimle,

    YanıtlaSil
  13. Burçin'ciğim,

    Sana duyurmamaya çalışmıştım ama görüyorum ki haberin olmuş senin de.
    Gaflet uykusundan uyandırıldım canım merak etme.

    Seni ve Ardişkomu çok öpüyorum.

    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil
  14. Hande'ciğim,

    Evet devam ediyorum canım.
    İnşallah kurs faydalı olur diyorum ben de.

    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil
  15. isil hanim her sey harika bence yaptilarinizi devamli takip ediyorum , yorum yazmamistim ama. siteninizi kapatama gibi bir seyler okuyunca duramadim yazayim dedim, lutfen bizi boyle guzel tariflerden mahrum etmeyin. ben inaniyorum ki siz bilgisayarisini de yemekleriniz pastalariniz kadar basari ile tamamliyacaksiniz, ben bu ahu dudulu pastayi muhakkak denemeliyim. yalniz kek unu yerine normal un kullansam olurmu. sevgiler selamlar.

    YanıtlaSil
  16. Sevgili isim vermeyen arkadaşım,

    Güzel sözleriniz ve iltifatlarınız için gecikmiş de olsam çok teşekkür ederim.

    Bilgisayardaki sorunlar yüzünden (çünkü bazen maillerimi bile açamıyorum)çok geç farkettim yorumunuzu. Lütfen kusuruma bakmayın.
    Ahududulu pastayı normal(Kek ve pastalarda Sinangil kullanıyorum) un ile yaptım. Kekun değil yani içindeki.
    Gerçekten de çok lezzetli bir pasta, biraz oyalayıcı ancak buna değiyor.

    Ziyaretiniz ve güzel sözleriniz için tekrar çok teşekkür ederim.

    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil

Yönetici Giriş Paneli


Special design for Işıl'ca Tatlar by GeCe