TATİL DÖNÜŞÜ VE LEZZETLERİ

Yaklaşık bir buçuk ay aradan sonra tatil bitti ve evimize döndüm. Dönerken de yine her seferinde olduğu gibi aklım ve gönlüm o masmavi, tertemiz denizde, doğan güneş ve mehtap manzaralarında kaldı. Şimdiden seneyi beklemeye başladım bile. Bu sözler benim Bodrum'a olan aşkımı anlatmaya yetiyordur herhalde. Dile kolay tam yirmi senedir her yaz gittiğim bu yer başka nereye gidersem gideyim orada olduğum zamanlardaki mutluluğu vermiyor bana. Bu aşk her daim esen rüzgarı, kuru iklimi, manzarası ile anlatılabilir mi yalnızca? Onca zamanda kurulan artık akraba gibi olduğumuz eski ve yeni dostluklar, eğlenceler, sohbetlerdir sanıyorum beni oraya bağlayan. Tabii, bir de tazecik sebze ve meyvelere, otlara, hatta pembe domateslere ulaşmanın kolaylığını da yabana atmamak gerek.

Bu sene, benim için çok onur verici; ruhumu okşayan bir gelişmeyi de söylemeden geçemeyeceğim.

Gitmeden önce mail kutumda Bodrum Life dergisinin yayın yönetmeni Necip Damar Bey'den gelen bir mail beni çok mutlu etmişti. Necip Bey mailinde "Bodrum yemeği" isimli nohutlu pırasa yemeğimi benim sayfamın adını da vererek dergilerinin temmuz sayısında yayınlamak için izin istiyordu. Bu nazik ve duyarlı davranışı için bir kez de buradan teşekkür ederim.
Bodrum'a gider gitmez ilk yaptığım şey hemen dergiyi almak oldu. Derginin ikinci sayfasında "bu sayıda katkıda bulunanlar" ibaresi arasında adımı görünce nasıl heyecanlandım ve mutlu oldum anlatamam. Necip Bey yemeğe tam bir sayfa ayırarak hiç bir harfine dokunmadan benim bloğumda yayınladığım haliyle basmış ve sayfamın da adresini vermişti. Teşekkür etmek için aradığımda Ağustos sayısı için de tarif istedi ama bulunduğumuz yerde internet bağlantısı çok zor kurulabildiği için bu mümkün olamadı. Kısmet olursa Eylül sayısı için yine bir Bodrum tarifi vermeye çlışacağım.

Bodrum denince benim için sadece deniz ve iklimi değil, köylülerin de ürünlerini getirdiği tazecik otlar, sebzeler ve özellikle de pembe domateslere ulaşabileceğim pazarlar çok büyük önem taşıyor. Bu yaz aşırı sıcaklardan çok fazla gidemediysem de evdeki misafir potansiyelini düşünerek aşağıda görülen fotoğraflardaki gibi döndüm eve.

İstanbul'un ışıklarından göremediğim gökyüzündeki yıldızlar ve mehtabın seyri hele hele dolunay geceleri ayrı bir güzellik katıyordu Bodrum gecelerine. Bu gecelerde klasik müzik konserleri ve bale gösterileri ise muhteşemdi.

Mehtaplı geceler kadar ilk ışık hüzmelerinden sonra karşı tepelerden doğan güneşi de seyretmek muhteşem oluyor. Pek çok sabah gün doğmadan kalkıp güneşin doğuşunu seyrediyor o tabloya adeta aşık oluyordum.

Bu yaz aşık olduğum başka bir şey de biricik yeğenim Yunuscan ile birlikte geçirdiğimiz günlerdi. Bakmayın siz onun böyle yattığına, her akşam gitarıyla bazen bizi hüzünlendiren bazen de coşturan şarkılar çalıp hep birlikte söylüyorduk.



Üç seneden beri yazları evimize misafir olan taaa Fransa'dan gelen Serkan'cığımı da yazlık oğlum olarak kabul ettim. O da Bodrum'u ve tabii ki gecelerini, eğlencesini öyle çok seviyor ki oğlum ve kızıma arkadaşlık ediyor. Şakalar, eğlencelerle dolu güzel günler geçiriyorlar.

Benim arkadaşlarımın yanı sıra zaman zaman da oğlumun arkadaşları evimize konuk oluyor hep birlikte yenip içilip;

tıklım tıkış arabaya doluşulup eğlenceye nereye gidileceğinin planları yapılıyor.

Bodrum denince aklınıza sadece otlar gelmesin. Mangalda pişen arasına taze biberiye, tane karabiber ve sarımsak aromasının daha da lezzetlendirdiği bir deniz levreğine kim hayır diyebilir ki?

Tatilimin son bölümünde üç kız kardeş olarak bir araya gelmemiz ise ayrı bir güzellik kattı. Benim, ortanca kardeşimin ve yeğenim Yunuscan'ın doğum günleri de ağustos ayında olunca üç doğum günü kutladık.

Kıt olanaklar, malzeme yetersizliği bile pasta yapıp kutlamamıza engel olamadı. Hele Yunuscan'a yaptığımız sürpriz ise onu hayli şaşırttı. Diğer pastaların fotoğrafları benim makinamla çekilmediği için maalesef fotoğraflarını koyamadım.

Bu armutlu kek sizin için değil belki ama bizim için artık bir Bodrum klasiği haline geldi. Sebebi ise çok olgunlaşmamış armutlardan yapılmış olması. Armutların ilk çıktığı zamanlar benim hep Bodrum'da olmam ve sadece biz değil konu komşu herkesin çok sevdiği bir lezzet oluşundan.

Fırından yeni çıkmış henüz ılıkken yanında bir bardak çay veya kahveye çok güzel ve lezzetli bir eşlikçi. Hele denizde yorulup geldiyseniz bundan iyi keyif mi olur.

Bu tatlıyı sona saklamak istedim. İsmini ve tarifini bir sonraki iletimde paylaşmak istiyorum.

Anlayacağınız kalabalık ama çok keyifli bir tatildi benim için. Umarım sizlerin de tatilleri dilediğiniz gibi geçmişdir. Bir sonraki iletimde yine bir Bodrum tarifiyle buluşmak üzere herkese hayırlı ramazanlar dilerim.

Afiyet olsun.