BLOGCULAR BULUŞMASI VE TEŞEKKÜR

Sihirli Kepçe'nin sahibi sevgili Feyza'cığımın daveti üzerine gerçekleşen cumartesi günkü buluşmamız çok güzel ve anlamlıydı. Birkaç yıl önce olsa sanal arkadaşlıkların böylesine birbirlerine yakın olabileceğine, acı tatlı birçok şeyin paylaşılabileceğine inanmak benim için çok zordu. Sanki sanal alemde tanışmamışız da yıllardır birbirini tanıyan arkadaşlar gibiydik. "Arkadaşlar gibiydik" diyorum, çünkü; neşeleri, esprileri ve kahkahalarıyla ben de kendimi onların yaşlarında hissediverdim. Çok sevdim onları. Gelemeyen arkadaşlar görsünler diye poz poz fotoğraflar çekildi, yenildi, içildi, sohbet edildi. Tabii ki konumuz yine yemek içmek ağırlıklıydı.

Gönül isterdi ki, bu güzel günde diğer blogcu arkadaşlar da yanımızda olsun. Ümit ederim bundan sonraki toplantıya daha çok blogcu arkadaşımız katılır da onlarla da tanışma şansını yakalarız. Gelen arkadaşlarım Feyza, Nilay, Gönül, Ferah, Hande ve Didem'e bu güzel gün için çok teşekkür ederim.

O günle ilgili fotoğraf yayınlamıyorum. Tatil dolayısıyla Fransa'ya giden oğlum kamerayı da yanında götürdüğü için resim çekemedim. (Bu konuda katılan arkadaşların bloğunu ziyaret etmenizi öneririm) Ancak ben de bu gönderiye oğlumun Paris'te çektiği bir kaç kare ve gelirken aldıklarının fotoğrafları eşlik etsin diye düşündüm.

Kerem'ciğimi iki hafta boyunca Paris'te oturan arkadaşlarımız Pembe ve İsmet Bey ile oğulları Şahin ve Serkan evlerinde misafir ettiler.(Hani şu Türk Bayraklı pastayı yapıp resimlerini bana gönderen Serkan; 17 yaşında) Sabahları Pembe Teyzesinin hazırladığı anlata anlata bitiremediği o enfes kahvaltıdan sonra derse, oradan da Paris'in görmediği müze ve sanatsal her bir köşesini gezen oğlum ilk kez tek başına yaptığı bu seyahatten çok memnun olarak döndü.

Sevgili Pembe'ciğimin oğlumu evinde ağırladığı yetmiyormuş gibi Kerem'e sipariş ettiğim çikolata, krem fresh, yoğunlaştırılmış konsantre süt gibi Türkiye'de bulunmayan malzemeleri alıp göndererek beni çok mahcup etti.

Pembe'ciğim, Kerem'e gösterdiğin yakınlık ve misafirperverlik; Serkan'cığım senin de kardeşliğin için çok teşekkür ederim. Yazın geldiğinizde bizler de sizleri ağırlamaktan çok mutlu oluruz.

Sevgili oğlum gelirken annesi bir de başka bir ülkede hatta menşeinde yapılan makaronlardan da yesin diye dünyaca çok meşhur olan bir mağazadan alıp getirdiği kutu ile beni ve evdekileri çok mutlu etti. Makaronların olduğu kutu valizinde biraz ezildiğinden makaronlarda ufak tefek kırılmalar olsa da tatları çok çok güzeldi. Vişneli, frambuazlı, böğürtlenli, karamelli, çikolatalı... Hepsinden birer ikişer almış ki tadlarına bakıp evde de yapabileyim diye. Hepsini severek bir çırpıda yedik. En çok beğendiklerimiz ise karamelli ve böğürtlenli olanlardı.

Yerken de Bizim Pastane sahibi sevgili Zinnur'cuğumun kulaklarını çınlattık. Yanlış hatırlamıyorsam Zinnur bir gönderisinde farklı makaronlar yapmak istediğini yazmıştı. O makaronları heyecanla beklediğimi de söylemeden geçemeyeceğim. Tabii ben de bu arada Zinnur'dan aldığım ilhamla ve temel tarifinden yola çıkarak yeni denemeler yaptığımda bunları sizlerle paylaşacağım.

Bu arada unutmadan şunu da söylemek istiyorum. Toplantıya katılan arkadaşlarım benden makaron ustası diye söz etmişler. Bu sözlere başta makaron olmak üzere yaptığı ve sunduğu çok emek ve sabır isteyen sofistike ve enfes pastalarıyla 3 yıldır bu camiada olan zevkli arkadaşım Zinnur'un layık olduğunu düşünüyorum.

Ama yine de arkadaşlarımın benden bu şekilde bahsetmeleri ruhuma iyi geldi.